İçeriğe geç →

Tanrısal Güç

21. Yüzyıl, ülkelerin sıcak çatışmadan ziyade birbirleriyle teknolojileri üzerinden çatıştığı ve bunla üstünlük kurabildikleri bir dönemdir. Bu yüzyıl içerisinde en hızlı gelişen teknoloji ise şüphesiz ki insansız araç teknolojileri olmuştur. Sadece askeri olarak değil aynı zamanda sivil kullanımlar üzerine geliştirilen “drone” sistemlerinin aslında ne kadar korkutucu bir güce sahip olduğunu hiç düşündünüz mü?

Her şeyi Gören Göz

Bir çoğunuzun aklında belki de Amerikan Doları’nın üzerinde bulunan piramit üzerindeki göz sembolü canlanmıştır. Bu sembol Tanrı’nın insanlığı izlediğinin ilahı kavramda bir sembolü olarak da gösterilmektedir. 

Tanrının gözü dendiğinde aslında somut bir göz değil de aklınıza bir inanç gelebilir. Nerede ne zaman ne yaptığınız, kimlerle görüştüğünüz, hangi işler için kimlerle buluştuğunuz bunların hepsinin somut olarak izlendiğinden ziyade Tanrının sizi izleyip günahlarınızı gördüğü bir inanç. Gözünüzü kapayıp açtığınızda milisaniyelik olayları bile kaçırabilirsiniz belki fakat tanrının gözü sizi hep izlemektedir. 

Şimdi bu olayı şöyle düşünelim, gökyüzünde sizi 24 saat boyunca aralıksız izleyebilen bir teknoloji var ve hiçbir zaman gözünü kırpmıyor. Size kitlenip nereye giderseniz gidin tepenizde ve siz gökyüzüne baktığınızda göremiyorsunuz. Hareketlerinizi kayıt edip onları kullanabiliyor ve sizi hep analiz edebiliyor. Bu gözetim gerçekleştirilirken bu gözler hiçbir insani ihtiyaca da gerek kalmıyor. İHA’ların bu denli bir gözetim gücüne sahip olduğu belki sizin için bir anlam ifade etmiyor olabilir çünkü siz yanlış bir şey yapmıyorsunuzdur. Fakat paranoyak bir insansanız belki de sürekli izlendiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. 

İHA’ları tanrının gözüne benzetmek aslında ülkelerin ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir. Bütün güçlere sahip olan tanrının bir gücüne insan yapımı bir aracın sahip olması teknolojinin aslında ne kadar ilerlediğinin bir göstergesidir. 

İHA’lar, eş zamanlı izleme teknolojisine de sahip olabilirler. Eğer bir drona iki kamera takarsanız aynı ortamı izleyen iki gözünüz olmuş olur. Bu sayede daha geniş bir açıyı izleme gücüne sahip olmaktadır. Görüntüleri geriye doğru sararak tekrar tekrar izleyip bir olayı engelleyebilirsiniz belki de yani bir nevi gelecek çizgisine müdahale edebilirsiniz bu güçle. 

Bilginin kullanımı

Sürekli sizi ve çevrenizi kaydeden bir gücün olduğunu kabul edelim ve yazının bundan sonrasında bu bilgilerin nasıl kullanılacağını değerlendirelim. Diyelim ki yaşadığınız bölgede nüfusun yaptığı rutin olaylar bulunmakta. Bu rutinler toplu taşımayı kullanmak, ibadethaneye gidip ibadet etmek, işe ve okula gitmek, kalabalık caddelerde yürümek gibi şeyler olsun. Eğer birisi sizin rutininizi bozmaya çalışırsa bu sizi rahatsız eder değil mi? Mesela işe giden bir bireyken birden işte çıkartılırsanız bu sizin rutininizi bozar belki de sizi ruhsal olarak etkiler. 

 

 

 

İHA’ların insanların hareketlerini kayıt altına alıp bilgi niteliğine getirerek saklaması o bölgede yaşatılabilecek bir iç karışıklılık veya problem için veri olarak kullanılmasına neden olabilir. Sürekli izlenen bir topluma karınca çiftliği muamelesi de yapabiliriz. Eğer bir karınca çiftliğine sahip olduysanız bilirsiniz ki çiftliği isterseniz kontrol altına kolayca alabilirsiniz. Aslında bu İHA gücüne sahip olan ülkelerin diğer ülkeler üzerinde baskı kurabildiği ve istihbarat toplayabildiği bir yöntemdir. Belki yolda yürüdüğünüzde sizin bölgeniz hakkında kayıtlar yapan dronelar uçmakta. Aynı bilgiyi uydularla da toplayabilirsiniz belki fakat anlık olarak izlemeniz çok ama çok zor bir durumdur.

Bölge hakkında bilgi toplamayı belki ajanlarınız veya muhbirlerinizle de yapabilirsiniz. Peki ya yakalanırlarsa? Sizi ispiyonlamayacaklarınıza ne kadar eminsiniz veya ölmeyeceklerinin garantisi yoktur. Bu durumda böylesine bir teknoloji kullanmak hem sizin için çalışanların canlarını güvenceye alacakken aynı zamanda kayıt altına almanızı da sağlamaktadır. 

Cezalandırıcı Güç

Milattan önce hatta sonrasında bile insanlar, başlarına gelen doğal afetlerin tanrılar veya bir tanrı tarafından insanların cezalandırıldığını düşünmüştürler. Belki bir deprem belki bir yıldırım düşmesi. Ne zaman ve nereden geleceği belli olmayan bir olay. İHA’ların silah teknolojisine bakarsak bunu başardıklarını görebiliriz. Sessiz bir şekilde düşen bombalar veya füzeler aslında bir cezalandırıcı olarak kullanılmaktadırlar çünkü hedefi habersiz yakalamaktadırlar. 

Gregoire Chamayou adlı filozofa göre dronelar bu konuda tanrısal güç olarak yaklaşmayı başarmışlardır. Eğer bir ülke diğer bir ülkenin yaptığı şeyi beğenmiyorsa onları yukarıdan sessiz bir şekilde vurabilir hemde binlerce kilometre ötedeki bir kutu içerisinden. 

Sesler Her Zaman Duyulabilir

Konuştuğunuzda ses tellerinizden çıkan titreşimler karşı tarafın kulaklarının yapısından analiz edilerek beyninizin anlamasını sağlamaktadır. Yani her konuşmanız bir titreşim yaymaktadır. Mesela telefonlarınız bu titreşimleri toplayıp karşı tarafa iletmenizi sağlayabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nin geliştirdiği Reaper ve Raptor tipi insansız hava araçları bu verileri çok rahat bir şekilde toplayabilmektedirler. Elektronik harp olarak da adlandırabileceğimiz bu sistemler sadece görüntünüzü değil aynı zamanda sesinizi de rahatça kaydedebilmektedirler. Bir konu hakkında konuşan inançlı insanlar ağızlarından çıkan her lafın aynı zamanda tanrı tarafından duyulduğunu da inanabilirler ve eğer yanlış bir şey söylerlerse cezalandırılabileceklerini düşünebilirler.

 

 

Son olarak

Teknoloji geliştikçe insanlar daha da güçlenmeye başladılar. Hatta o kadar çok güçlenmeye başladılar ki tanrının gözlerine sahip izleme sistemleri, tanrının cezalandırıcı gücüne benzer silahlar ve yaptığınız her şeyin kaydının tutulduğu ilahi bir kitap benzeri video kayıtları. Bu teknolojileri eğer bir insanlı araçta kullanırsak aslında tanrının gücü olarak nitelendiremeyiz çünkü bu veriler silinebilir veya görmezden gelinebilir. Fakat bu teknolojiyi insansız ve yapay zekâ kontrolünde bir araca verirsek olaylara müdahale etmeden bizler için toplayabilir.

Burada gördüğümüz en açık şey teknolojik gelişimimiz ne kadar hızlı ve gelişmiş olursa o kadar zirve noktaya yaklaşabileceğimizdir. İstihbarat toplama konusunda gelişmiş ülkeler her zaman daha ileri safhada yaşayabilen ülkeler olmayı başarmışlardır.

 

Sofbooi © 2020

Kategori: Yazılar